Şekerin mutluluk hissi veren endorfin salınımını sağlamasından dolayı kişilerin şeker kullanmadığında kendini mutsuz hissettiğini söyleyen Uzman Diyetisyen Olcay Barış, sağlığımızı riske atacak boyutlarda şeker tüketimini engellemek için tatlı krizleriyle baş etmenin yollarını anlattı.
Şeker günlük beslenme alışkanlığımızın vazgeçilmez besinlerinden… Sabah kahvaltılarında çaya şeker atarak başlanan günlük yaşamımızda şeker tüketimi gün boyu kahve, tatlı, pasta ve atıştırmalıklarla sürmektedir.
Söz konusu şeker veya şekerli besinler olduğunda karşı gelmenin hiç kolay olmadığını söyleyen Uzman Diyetisyen Olcay Barış, “Şeker basit karbonhidrat grubunda yer alıyor ve kan şekerini hızla yükseltip düşürdüğü için kişinin yedikçe yeme isteği artıyor. Sonuçta tatlı krizleri günlük bir rutin halinde süregeliyor. Ancak şeker bizi mutlu etse de tehlikesi maalesef sadece kilo almamızla sınırlı kalmıyor. Şekerin, yani basit karbonhidratın fazla tüketimi; damarları tahrip ederek kalp hastalıklarından karaciğer yağlanmasına, kanser riskinin artmasından unutkanlık ve hatta erken bunamaya, tekrarlayan düşük kan şekeri ataklarından bağışıklık sisteminin zayıflamasına kadar pek çok sağlık sorunlarına neden olabiliyor” dedi.
‘Dengeli Beslen Harekete Geç’ Projesi kapsamında bilinçlendirme çalışmalarına devam eden Şenpiliç, Proje Danışmanı Uzman Diyetisyen Olcay Barış’ın katkıları ile tatlı krizi ile nasıl baş edilebileceğine dikkat çekti.
Sağlığımızı riske atacak boyutlarda tüketime ulaşmamak için tatlı krizleriyle nasıl baş edeceğiz?
Güne mutlaka kahvaltı yaparak başlayın
Gün boyu kan şekerinin normal sınırlarda kalmasını sağlamak ve şeker ihtiyacını en aza indirmek için sabahları kahvaltı etmek çok önemlidir. Tüm gece boyunca kan şekeri düşük seyreder ve kahvaltı ile normal değerlere çıkar. Bu nedenle özellikle peynir ve yumurta içeren proteinden zengin bir kahvaltı, vücudun gece boyunca düşük giden kan şekerinin düzenlenmesi ve şeker açlığının bastırılması için olmazsa olmaz bir öğündür.
Meyveyi doğru tüketmeye dikkat edin
Meyvelerin suları yüksek oranda şeker içerir. Bu nedenle posalı olduğu için meyvenin tamamını tercih etmek gerekir. Fakat ara öğünlerde özellikle meyveleri tek başına tüketmemek gerekir. Çünkü meyvenin içindeki şeker, kan şekerinin aniden yükselip düşmesine neden olarak yine açlık hissini yaratır. Bu yüzden meyveyi protein kaynağı olan yoğurt veya süt ya da badem, fındık ve ceviz gibi yağlı tohumlarla birlikte tüketmek kan şekeri dengesini sağlamaya yardımcı olur.
Öğle yemeğini atlamayın
Sık sık ve azar azar yemek kan şekeri düzeyini normal sınırlarda tutmak ve tatlı krizine yakalanmamak için çok önemlidir. Öğünler arasını çok açmak kan şekerini düşürdüğü için şekerli gıdalara yönelmeye neden olur. Özellikle atlanan öğle yemeği, ikindi vakti tatlılara ve çikolataya yönelmeye sebep olur. 2,5- 3 saatte bir sağlıklı besinlerle yapılan atıştırmalar kan şekerini dengeleyerek, şeker yeme isteğinin azalmasını sağlar.
Sayfa: 1 2